5 Temmuz 2012

günün birinde

belki bi gün . belki bu dünya da . belki berzahta. otururuz. okursun. sonra ya gülümsersin . ya çekip gidersin. belki bir gün konuşuruz. merhaba derim. susarsın belki.  ya da duymazsın. sesim kısılır çünkü. çıkmaz hatta. kalbimin sesini duyarsın. utanırım. sonra kuramadığım hayalleri kurarız belki. sanırım uykum geldi. saçmalıyorum da zaten. sen, uyu sen. ben biraz kalıp gidicem. uyu sen. kar yağar belki o gün. bi martı ölür ya da . belki bi kalp durur. benden habersiz bi şair aynı kelimeler dokunur.  belki. bir gün. bunu da okursun . bunu da. utanırım. ah şu engeller. hiç tanımasaydım. daha çok olurdu belki ihtimaller. ya da ikimizin geçtiğii bi cümleyele ihtimal kelimesi anılmaz . hiç . sanırım ikimiz hiç bi zaman aynı cümle de de geçmeyiz. bunları saymazsak tabii. hem niye sayıyomuşuz ki. bazıları arkadaş der , imkansız der. bazıları çirkin der imkansız der. ben yok diyorum. imkan kelimesi yok ki diyorum benim uydurduğum bi kelime diyorum lıfhiz gibi bi kelime . olmayan aslında.
hani en yakınındakiler. her sabah gördüğün , her zaman gülüştüğün , hayatını ve çoğu zaman gençliğini paylaştığını insanlar da anlamıyorsa seni. ama çok uzağındaki , odana bir kaç nameyle sızmış birileri anlayabiliyorsa. ya yıllarının boşa gittiğini düşünüyorsan ve seni anlayabilecek kimse yoksa oturup anlatabileceğin kimsen yoksa. ya da ondan başka kimseye anlatmak çare değilse.ya en yakınındakiler bundan basitçe bahsediyorlar. kolayca dile getiriyorlar. merhaba dedim diyorlar sonra da defol dedim diyorlar. nasıl başarıyorlar? benim bunca çektiğim acıyı nasıl bu kadar ti ye alabiliyorlar ? sanırım . sanmam