18 Haziran 2013





merhaba,
bıkmadım,
sevmekten
susmaktan
yazmaktan
BEKLEMEKTEN.
bıkmadım.
ama 
yemin ederim
aklımda yoktu.
yemin ederim ,
isteyerek girmedim yoluna
gözlerimi sokağında açtım.
leyla konmuştu adım.
artık çok geçti,
ezanlar okunmuştu kulağıma.
AMA YEMİN EDERİM
AKLIMDA YOKTU
SENİ SEVMEK
çölünde açtım gözlerimi bak.
gözlerini gördüm ilk defa.
yok.
canına yandığımın acısı geçmiyor !
bu kadar yanmasa..
ama 
geçmiyor mered.
BAK
yemin ederim 
aklımda yoktu seni sevmek.
sadece
öyle güzel sundun ki,
sonsuz çölünü.
aklımı yitiriyorum.
anılarımı yitiriyorum.
adını bulamadığım şeylerimi kaybediyorum.
içimden balya balya hüzünler çıkıyor.
içimden çuval çuval kelimeler çıkıyor
kalbimden gürül gürül acı taşıyor.
ama
YEMİN EDİYORUM BAK
aklımda yoktu, 
ömrümü bir çölde geçirmek 
nehirlerinde ıslanmak isterdim halbuki.
çimenlerine uzanmak,
baharını da yaşamak.
kaderimiz çöllere yazılmış.
olsun varsın.
çöl senin oldukça...
nehirlerinin sesleri geliyor kulaklarıma.
kuşlarının fısıltıları,


bıkmadım ben,
sevmekten,
susmaktan,
yazmaktan,
leyla olmaktan,

Beklemekten.








15 Kasım 2012

nokta sandığım her şey aslında bitmesine izin vermediğim , uzattıkça uzattığım , tadını kaçırdıkça kaçırdığım cümlelerimi , aşk sandıklarımı bağlayan birer virgülmüş. hiç bi nokta son değilmiş eğer aşığın ağzından çıkmışsa. hiç bi son karanlık değilmiş ve. kestim tüm parmaklarımı. tuttum nefesimi.  şimdi matem. şimdi kırmalıyım tüm kalemlerimi. yakmalıyım tüm defterlerimi.
bilmiyorum ne olacak bakabilsem yarına.. tek tek toplamalıyım anılarımı geldiğim yollardan geri dönüp. yeşeren tüm dallarımı kesmeliyim ve de. teşşekür borçluyum ama. teşekkürler rolünü oynamayan arkadaşım. teşekkürler yanımda yürümeyen yol arkadaşım. ve teşekkürler hisettirdiğin herşey için, tükettiğim tüm kalemlerim için , bitirdiğim tüm defterlerim için. bunun gerçek bi veda olduğunu yazmama gerek yok. kabul etmeme de gerek yok. sen kabul etmiyosun diye değişmiyo ki gerçekler. gerçekler aslında o kadar da önemli. o kadar da.önemli. mizanını bilmem de. bu dünyada benim değilsin , hiç oturup dinlemiyceğin kabulüm artık. anlamıyorum. istemiyorum. ama biliyorum. ama bekliyorum. hadi gel artık. hazırım. gel ve başla son'um.

19 Eylül 2012


                                                                                     14 eylül. 23:01

Aslında hiç  bir şeyin önemi yok. ölümün yanında daha ciddi ne olabilir ki 
zaten. Her şeyin sonlandığı noktaya basıyorum şu an. Ve yine hiç bir şey beklemiyorum senden. Okuman bile önemli değil aslında bunu.Önemli olan benim yazmam. Hep böyle olmadı mı zaten ? Neyse konu bu değil. Hep düşünmüşümdür başına gelen başıma gelseydi ne olurdu diye. Ama burada olmak daha güzel.Hem sevildiğinden emin olamazsın, sevginden emin olduğun kadar. Neyse konumuz bu da değil. Hakkında hiç bir şey bilmediğim doğrudur. Hakkımda hiç bir şey bilmediğin doğrudur. Sadece bu bi nokta işte. Şimdi sen yazdıklarımdan bir şey anlamıyorsundur da .Dedim ya okuman bile önemli değil ,  ben yazdıktan sonra. Düşünüyorum da daha saçma , imkansız birisini bulamazmıydım diye. O kadar komik ve saçma durumlara düşürüyosun ki beni. Ama tam da şu anda bişeylerin eksildiğini hissediyorum içimden. Sana dair. Sen bilmezsin çok uzaklardan yazıyorum ben. Ve şimdi terkediyorum seni kendimden.

                                                                         -SON-

14 Eylül 2012

8 Eylül 2012

Farkettiğim üzre bazı kurbağalar , filler ve büyüyemeyen büyükler kendilerine bulutlardan hayaller kuruyolar..
pamuk şeker dünyalar yaratıyolar..
sonra oynamaya başlıyorlar kendi yazdıkları bi tomar senaryoyu..
Güne bülent ortaçgille başlayan turuncu kurbağalar bahsettiğim..
dünyadaki tüm kumaşları hunharca katleden moda düşkünü filler bahsettiğim..

5 Eylül 2012

inanamazsın nadiren

nokta konduktan sonra hatırlanan kelimeler.

Ütopik dünyamın kralı..
Allah'ım, düşünemiyorum bile.
Sanırım dünya dönmeyi bıraktı.
Ya da kalbim atmayı.
Kanımın çekildiğini hissediyorum.
Ah benim sevgili Senem.
Şubat'a ve Eylül'e borçlandım .
"hatırlayarak yaşamak boynumuzun borcu ama ölürdün unutmasan."
5 Eylül.
Sanki güzel bir rüya.
Yaşandığına inanamıyorum hala.

Ütopik dünyamın ikinci  sakini.
Eğer bir çölse bu dünyam,
Sende yıllardır hasretini çektiğim serabımsın.
Eğer bi geceyse bu dünyam ,
Sende dolunayı sönük bırakan mehtabımsın.

5 Eylül...
Yaşandığına inanamıyorum hala...



28 Ağustos 2012


Lalalalay lalalalay. cümlesi sanırım en çok farklı seslendirilebilecek cümle.uykunun rengi  sarı"ysa. senin rengin ne olurdu ? Rengini bulmaya çalışırken , yüzlerce cümle kurarken saçlarına dair , hiç bakamadım ya gözlerine ,  en sevdiğin renk ne bilmiyorum ya hani . Düşünüyorum bazen , yazasım vardı da . seni kahramanı mı yaptım hikayelerimin.  yoksa sen dokunduktan sonra mı kalemim sancılandı böyle.Sanki sevgiliden bahseden tüm şarkılar sana yazılmış.sanki güneşten bahseden tüm şarkılar sana yazılmış.Sanki çimenlerden bahseden tüm şarkılar sana yazılmış. sanki biri seni bana ilmek  ilmek  işlemiş.  ya  da tüm sabahlarıma  ,  tüm sigaralarıma  ,  tüm kağıtlarıma ve kalemlerime  , kedimin  hırlamasına..