16 Ocak 2012

ben

12 eylül de doğmuşum.. daha doğduğum günle  merhaba ben asık suratlı muhalefet demişim. ankara"da darbenin kucağına ..incir ağaçlarının ocaklara dikilme yıl dönümünde., çıkmışım sığınağımdan. ve merhaba ben asık suratlı muhalefet demişim.yaşamışım , yaşamışım , yaşamışım.  bi çantam vardı mesela . adı da  " kaçma çantam" dı . birkaç kere teşebbüsüm vardı  kaçmaya. sanardım ki tüm çocukların kaçma eğilimi ya da kaçmışlığı vardır illa.göktuğ diye benden büyük ela gözlü küçük bi çocuğu sevmiştim ilk defa. günlüğüme yazmıştım. küçük bi kızın saf ve saf lığıyla. sonra küçüklüğümden taşındık.. mavi gözlü  bi kız tanıdım.. kabuk bağlamayan bi yaraya dönüşeceğini bilemezdim ve bilmedim de.  bi çocuk tanıdım.. içine çeken gözleri , dağınık saçları, ve cebinde gençliği vardı. bilmedi. hep kaçardı. eğer bi an da olsa dursaydı. durmadı. beni aciz bırakması bu kadar .. çok dramatik değil mi sizce de.. çok acı değil mi ? sürekli , onsuz kuytular bırakması için bana, yine ona yalvarmam.. trajikomik değil mi ? öyle işte .. sık sık sık sık sık sık sık sık ve malesef malesef malesef malesef.. ki bu ismi duyucağız.. günlerce, dudaklarca, martılarca , fotoğraflarca, şarkılarca , platoniklerce, ölümlerce , doğumlarca, kelimelerce ve ömürlerce. bu arada öyle bi kuytu bulursanız.. haberim olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder